Tarihe Taniklik Eden Tuna Nehri
[color=red]Tarihe Taniklik Eden Tuna Nehri[/color]
[color=blue]Tuna nehri, Almanya'nın güneyinde Kara ormanlar bölgesinde Brege ve Brigach dağ ırmaklarının 678 m yükseklikteki Donaueschingen'de birleşmesiyle meydana gelir. Donaueschingen'den Karadeniz'e döküldüğü Sulina limanına kadar uzunluğu 2779 km'dir. Bunun 2415 km'si üzerinde Seyrüsefer yapılmaktadır. Tuna nehri coğrafi bakımdan üçe ayrılır: kaynağından gönyü'ye kadar yukarı tuna (988 km), gönyü'den turnu severin'e kadar orta tuna (860 km) buradan nehir ağzı sulina kadar aşağı tuna (931 km). Kaynağından denize döküldüğü noktaya kadar Almanya, Avusturya, Slovakya, Macaristan, Hırvatistan, Yugoslavya, Bulgaristan, Romanya, Moldova ve Ukrayna olmak üzere toplam 10 ülkenin topraklarını katetmektedir.[/color]
...
aşağıda da yıldızlı blog sitesinden "Tuna Gezisi" hakkında birkaç dip not var:
TUNA NEHRİ AKMAM DİYOR
Öğlene doğru evden çıkıp U1'e atlayıp Alte Donua'da indik. Viyana halkı atmış kendini Tuna kıyısındaki uçsuz bucaksız parklara. Bisiklet tepesindeki 70'lik teyzeler mi dersiniz, arabalarında mışıl mışıl uyuyan 7 aylık bebeler mi dersiniz, herkes ama herkes dışarda.
Tuna kıyısı boyunca uzanan bu parkta pek çok kafe bulmak mumkun ancak bunların pek azı açıktı biz gittiğimizde. O gun bana eşlik eden kuzenim, havalar ısındığında yapılan Tuna Festivalinin buraları pek bir hareketlendirdiğini söyledi.
Kuğular ve ördekler hazır ısınan havayı bulmuşken nazlı nazlı salınıyorlar küçük göletlerinde. Suyun etrafındaki güvenlik şeritleri sanırım kuşlara fazla yaklaşmayı önlemek için, nede olsa Kuş Gribi Avusturya'nın da gündeminde.
Burası da Tuna Kulesi. Bizim Atakule vari bir yer.
posted by Yıldız
...
E. Hilal Korucu'dan Tuna Nehrine dair birkaç not:
TUNA NEHRİ AKAR GİDER
Viyanaya değerli kılan bir diğer varlığı ise Tuna Nehri. Almanyanın kuzeyinden doğup Karadenize dökülene kadar on ülkenin topraklarından akan bu nehir hem kendisini hem de Viyanayı ikiye bölmüş. Kendi bölünüşünün gerekçesi su seviyesinin artmasıyla yaşanan baskınların önüne geçebilmek. Tunanın taşan suları hemen yanında açılan uzun kanalla aktarılmış. Tuna Nehri aynı zamanda eğlence dünyasının da yoğunlaştığı bir mekan. Köprülerle birbirine bağlanan nehrin yakalarına kurulmuş eğlence mekanları birbirinden farklı tarzları ile eğlence için farklı alternatifler sunuyor müşterilerine. Bulanık suyuna rağmen Tuna, bu şehre aydınlık saçıyor.
Tunanın bu kente kattığı güzelliği daha iyi görmek için Kahlenberge gitmeniz yeterli. Tepeden bakıldığında eski Viyana Tunaya, yeni Viyana ise yeni kanala yaslanmış gibi. Bu tepenin en yüksek noktasında bir kilise ve çay bahçesi var. Kahlenbergi benim için özel yapan, Osmanlı ordusunun Viyana kuşatması esnasında karargah olarak kullandığı tepe olması. Osmanlının buradaki varlığı Viyanalıları derinden etkilemiş olsa gerek; yaşadıkları korkuyu yeni nesillere aktarabilmek için bu tepeye bir abide dikmişler. Böylesi güzel bir tepeye humanist Avrupaya yakışmayan düşmanlık tohumlarının dikilmesi beni üzdü doğrusu. Keza bir Türk askerinin bir Alman ya da Avusturyalı olduğuna karar veremediğim bir komutanın atının ayakları altında ezilişinin tasvir edildiği heykelin varlığını da, Viyananın güzelliğine yakıştıramadım.
..
İlginç bir dip not daha:
Viyana Kuşatması sonrasında, geri çekilen Osmanlı Ordusunun ardında bıraktıkları arasında yer alan çuvallar dolusu kahve, Viyanalıların bu leziz içecekle tanışmasına neden oluyor. İşin komiği, Viyanalı askerler, tanımadıkları bu maddeyi deve yemi zannederek Tuna Nehrine dökmeye kalkışıyorlar! Daha önce İstanbulda bulunmuş olan bir Viyanalı, kahveyi tanıyarak bu duruma engel oluyor ve kimsenin ne işe yaradığını bilmediği bu gereksiz maddeyi ganimet olarak alıp Orta Avrupanın ilk kahvehanesini açıyor. Üstelik de, kahve yapma sanatını, şeker ve biraz süt eklemeyi deneyerek, oldukça geliştiriyor
Daha önce Venedikli tacirler aracılığıyla İtalyaya ulaşmış olan kahvenin, Viyanaya da yerleştikten sonra, Tuna boyunca seyahat ederek, diğer Orta Avrupa ülkelerine ulaşması hiç zor olmuyor; hatta kısa sürede, Almanyada, en fazla tüketilen içecek klasmanında, biranın yerini sallamaya başlıyor!.. Böylece Doğunun mucizevi ürünün kahve, Avrupa yaşantısındaki geri dönülmez yayılmasını hemen hemen tamamlamış oluyor
....
Tuna Nehri deyince de akla hemen Plevne Kahramanı Gazi Osman Paşa ve o meşhur marşı gelir..
Tuna Nehri akmam diyor,
Etrâfımı yıkmam diyor,
Şânı büyük Osman Paşa,
Plevneden çıkmam diyor.
[color=blue]Tuna nehri, Almanya'nın güneyinde Kara ormanlar bölgesinde Brege ve Brigach dağ ırmaklarının 678 m yükseklikteki Donaueschingen'de birleşmesiyle meydana gelir. Donaueschingen'den Karadeniz'e döküldüğü Sulina limanına kadar uzunluğu 2779 km'dir. Bunun 2415 km'si üzerinde Seyrüsefer yapılmaktadır. Tuna nehri coğrafi bakımdan üçe ayrılır: kaynağından gönyü'ye kadar yukarı tuna (988 km), gönyü'den turnu severin'e kadar orta tuna (860 km) buradan nehir ağzı sulina kadar aşağı tuna (931 km). Kaynağından denize döküldüğü noktaya kadar Almanya, Avusturya, Slovakya, Macaristan, Hırvatistan, Yugoslavya, Bulgaristan, Romanya, Moldova ve Ukrayna olmak üzere toplam 10 ülkenin topraklarını katetmektedir.[/color]
...
aşağıda da yıldızlı blog sitesinden "Tuna Gezisi" hakkında birkaç dip not var:
TUNA NEHRİ AKMAM DİYOR
Öğlene doğru evden çıkıp U1'e atlayıp Alte Donua'da indik. Viyana halkı atmış kendini Tuna kıyısındaki uçsuz bucaksız parklara. Bisiklet tepesindeki 70'lik teyzeler mi dersiniz, arabalarında mışıl mışıl uyuyan 7 aylık bebeler mi dersiniz, herkes ama herkes dışarda.
Tuna kıyısı boyunca uzanan bu parkta pek çok kafe bulmak mumkun ancak bunların pek azı açıktı biz gittiğimizde. O gun bana eşlik eden kuzenim, havalar ısındığında yapılan Tuna Festivalinin buraları pek bir hareketlendirdiğini söyledi.
Kuğular ve ördekler hazır ısınan havayı bulmuşken nazlı nazlı salınıyorlar küçük göletlerinde. Suyun etrafındaki güvenlik şeritleri sanırım kuşlara fazla yaklaşmayı önlemek için, nede olsa Kuş Gribi Avusturya'nın da gündeminde.
Burası da Tuna Kulesi. Bizim Atakule vari bir yer.
posted by Yıldız
...
E. Hilal Korucu'dan Tuna Nehrine dair birkaç not:
TUNA NEHRİ AKAR GİDER
Viyanaya değerli kılan bir diğer varlığı ise Tuna Nehri. Almanyanın kuzeyinden doğup Karadenize dökülene kadar on ülkenin topraklarından akan bu nehir hem kendisini hem de Viyanayı ikiye bölmüş. Kendi bölünüşünün gerekçesi su seviyesinin artmasıyla yaşanan baskınların önüne geçebilmek. Tunanın taşan suları hemen yanında açılan uzun kanalla aktarılmış. Tuna Nehri aynı zamanda eğlence dünyasının da yoğunlaştığı bir mekan. Köprülerle birbirine bağlanan nehrin yakalarına kurulmuş eğlence mekanları birbirinden farklı tarzları ile eğlence için farklı alternatifler sunuyor müşterilerine. Bulanık suyuna rağmen Tuna, bu şehre aydınlık saçıyor.
Tunanın bu kente kattığı güzelliği daha iyi görmek için Kahlenberge gitmeniz yeterli. Tepeden bakıldığında eski Viyana Tunaya, yeni Viyana ise yeni kanala yaslanmış gibi. Bu tepenin en yüksek noktasında bir kilise ve çay bahçesi var. Kahlenbergi benim için özel yapan, Osmanlı ordusunun Viyana kuşatması esnasında karargah olarak kullandığı tepe olması. Osmanlının buradaki varlığı Viyanalıları derinden etkilemiş olsa gerek; yaşadıkları korkuyu yeni nesillere aktarabilmek için bu tepeye bir abide dikmişler. Böylesi güzel bir tepeye humanist Avrupaya yakışmayan düşmanlık tohumlarının dikilmesi beni üzdü doğrusu. Keza bir Türk askerinin bir Alman ya da Avusturyalı olduğuna karar veremediğim bir komutanın atının ayakları altında ezilişinin tasvir edildiği heykelin varlığını da, Viyananın güzelliğine yakıştıramadım.
..
İlginç bir dip not daha:
Viyana Kuşatması sonrasında, geri çekilen Osmanlı Ordusunun ardında bıraktıkları arasında yer alan çuvallar dolusu kahve, Viyanalıların bu leziz içecekle tanışmasına neden oluyor. İşin komiği, Viyanalı askerler, tanımadıkları bu maddeyi deve yemi zannederek Tuna Nehrine dökmeye kalkışıyorlar! Daha önce İstanbulda bulunmuş olan bir Viyanalı, kahveyi tanıyarak bu duruma engel oluyor ve kimsenin ne işe yaradığını bilmediği bu gereksiz maddeyi ganimet olarak alıp Orta Avrupanın ilk kahvehanesini açıyor. Üstelik de, kahve yapma sanatını, şeker ve biraz süt eklemeyi deneyerek, oldukça geliştiriyor
Daha önce Venedikli tacirler aracılığıyla İtalyaya ulaşmış olan kahvenin, Viyanaya da yerleştikten sonra, Tuna boyunca seyahat ederek, diğer Orta Avrupa ülkelerine ulaşması hiç zor olmuyor; hatta kısa sürede, Almanyada, en fazla tüketilen içecek klasmanında, biranın yerini sallamaya başlıyor!.. Böylece Doğunun mucizevi ürünün kahve, Avrupa yaşantısındaki geri dönülmez yayılmasını hemen hemen tamamlamış oluyor
....
Tuna Nehri deyince de akla hemen Plevne Kahramanı Gazi Osman Paşa ve o meşhur marşı gelir..
Tuna Nehri akmam diyor,
Etrâfımı yıkmam diyor,
Şânı büyük Osman Paşa,
Plevneden çıkmam diyor.
Konular
- Kamera Kulublari
- sitesi google tarafından indexlenmeyen kalmas&#
- Google Optimizasyon Seo ipuçları, Google SERP optim
- Düsen domainlerin takibi
- Unable to connect to database : saved admin password is...
- KİLO ALMA
- ingilizce yardimci siteler
- Java script Üzerine Siteler
- ASP üzerine Web Siteleri
- Download, emule, rapidshare siteleri
- grafik ve tasarim siteleri..
- Hazir site linkleri
- Hazir Flash Calismalari
- Recovery sistem ve serveri yeniden güncelleme
- SERVER - SUNUCU BiLGiSAYARLAR iÇi BELLEK GEREKSINIMI
- Weblinkleri, kariyer vs.
- sitelerden iyi gelir icin ilginc bir öneri
- reklam siteler
- Site Istatistikleri kontrol ve merkezleri
- Php ile Kod Performansı
- PHP'de Tehlikeli Fonksiyonların Kapatılmas
- MySql Güvenligi
- Directorylerden Para Kazanmak
- Server Performansi icin neler yapabiliriz?
- SSH temel komutları
- Mod_Security kurulumu
- Googlede en cok arananlar
- Bazi site linkleri ekleme yerleri
- Mysql de bir database'in yedeklenmesi
- MySQL Gerekli bilgiler.